top of page

Yüksekbenlik (Üst Benlik)

AN'a Dair,

YÜKSEKBENLÄ°K (ÜST BÄ°LÄ°NÇ) & EGO

 

                      Yüce BenliÄŸimiz, bizim ''Ä°lahi Öz'' ümüz , varoluÅŸ kıvılcımımız...

   Bizler insan olarak çeÅŸitli zorlu yaÅŸamsal  deneyimlerden geçerek tekamül edebilmek, aydınlanmış insan vasfına varabilmek, ruhumuzu olgunlaÅŸtırıp tam, bütün ve mükemmel insan olabilmek adına yeryüzü üçüncü boyut  realitesinde çok sayıda gizli ve açık düalite oyunu ve illüzyonlar ile iç içe yaÅŸarken Ego’nun azizliÄŸine uÄŸruyor, bize ve yaÅŸamımıza, tüm iliÅŸkilerimize olan direkt etki ve yönlendirmeleriyle aslında tüm yaÅŸamımızın dizginlerini onun ellerine bırakıyoruz. Bilerek veya bilmeyerek zihnimiz yorgun , bizler düalite tuzağında  kalbimizi yalnızlık ve ayrıklık hissiyle dolduruyoruz.

 

   Ruhsal farkındalığımız yükseldikçe içsel olarak ''Öz’e DönüÅŸ YolculuÄŸu’na ''çıkma zamanımız geliyor. Bu yolculuÄŸun ilk durağında ise egomuzu ; Ä°çimizdeki o en gizli ve en büyük düÅŸmanımızı ve egomuzun yaÅŸamımıza olan direkt etkisini yavaÅŸ yavaÅŸ keÅŸfetmeye , bugüne kadar dış dünyanın oyunlarında çeÅŸitli rollerde ne kadar da çok görev aldığımızı fark etmeye baÅŸlıyoruz.  

 

   Egomuz,  beslemeye ve savaÅŸmaya hiç doyamadığımız.. Her zaman zihin yapmakla daha da güçlendirdiÄŸimiz ve her zaman birçok farklı ÅŸekilde savaÅŸtığımız…

   Ego, her zaman' ben bilirim, en doÄŸru benim doÄŸrum , ben en en en 'im iÅŸte buyum' der ve zihin yapılan her yerde muhakkak ego vardır. Ego güçlendikçe , Ego'yu alt edebilmek için zihnimizi durdurabilmeyi ve yeri geldiÄŸinde kolaylıkla hizalanmayı öÄŸrenmeliyiz..(Kalp- ruh -bilinç) Zihin elbette her zaman vardır. Ancak sesini mümkün olduÄŸunca kısabilmek, bize Yüce BenliÄŸimizin sesini duyabilmenin kapılarını açar..

 

   Biz bu farkındalıkla tanışırken, Yüce benliÄŸimiz ve ilahi özümüz de bize kendini hissettirmeye ‘ Ben Buradayım, her zaman da buradaydım, yanındayım , sendeyim, farket beni  , duy beni ’ demeye baÅŸladığında henüz kurulan iletiÅŸim gizlidir ve tek taraflı görülür. Ancak aslında  içinde bulunulan zaman iç dünyamızın keÅŸfi ve iç dünyamızın dış dünyamıza yansıyışına, etki ediÅŸine, onu ÅŸekillendiriÅŸine ve tezahür gücünü farkederek , inanarak kendi dünyamızın yaratımında baÅŸrolü oynayabilmek için en uygun zamandır.  Egonun  yaÅŸamımız süresince düalite tuzaklarına düÅŸüren oyunları , bizleri Yüce (Yüksek) BenliÄŸimize  götüren engebeli yollardan biridir.

​

   Ayrıklıktan kurtularak , aslında hiçbir zaman yalnız olmadığımızı kavradığımızda ve birliÄŸi içimizde hissedip onunla bütünleÅŸmeye baÅŸladığımızda, artık egonun yaÅŸamımıza etki hükmeden tüm yargılarından, kalıplarından, korkularından, tepkilerinden, kararlarından, mutsuzluklarından, hayal kırıklıklarından, üzüntülerinden, zihnin durmaksızın yaptığı otomatik ve algısal taramalarından, sorgulamalarından özgürleÅŸtikçe, bir baÅŸka deyiÅŸle hizalanmayı baÅŸardığımızda ( kalp-ruh-bilinç) Yüce -Yüksek BenliÄŸimiz ile baÄŸlantıya geçmemiz artık  AN meselesidir. Aslında yüksek benliÄŸimiz hep bizimledir ; Ä°çimizdedir.  Ego –zihin – düalite bizi ayrı ve yalnız olduÄŸumuz illüzyonuna düÅŸürmektedir. O’na sevgiyle döndüÄŸümüzde; mesajlarına, iÅŸaretlerine, desteÄŸine, güç –koruma, rehberlik ve bilgeliÄŸine, sonsuz sevgisine , içimizdeki sonsuz potansiyel ve tezahür gücüne ulaşırız..

​

   Bizler insan türü olarak, içinde bulunduÄŸumuz ve tek gerçeÄŸimiz olarak kabul ettiÄŸimiz  3b yaÅŸam realitemiz dışında farklı dünya ve realitelerde farklı yaÅŸamlar süren çok boyutlu varlıklarız. Yüce benliÄŸimiz ( YüksekbenliÄŸimiz) bizimle ilgili tüm zamanlara, boyutlara, alanlara dair kayıtlarımızı çok boyutlu olarak belleÄŸinde barındıran ; holografik ve sonsuz kaynaÄŸa baÄŸlı olan kayıtların tümüne sahip eÅŸlikçimizdir. Bu sonsuz bilgi deposunu  'AkaÅŸik Kayıt' , 'Sonsuz Bilgi BelleÄŸi' , 'Evrenin ArÅŸivi', 'Ruhun Gizli Kaydı' gibi farklı ÅŸekillerde anlamlandırmamız mümkün . Dolayısıyla YüksekbenliÄŸimiz ile varoluÅŸumuzdan bu güne  on binlerce yıldır sürekli baÄŸlantıdayızdır. Ancak aramızdaki bu baÄŸ bizim farkındalık düzeyimize göre kimi zaman zayıflayıp kimi zaman güçlense de baÄŸlantımız süreklidir.

 

   YüksekbenliÄŸimiz; GeçmiÅŸ yaÅŸamlarımız, deneyimlerimiz, tüm gereksinim ve noksanlıklarımız, kalbimizin en derin yerindeki arzularımızı ve gizli saklı kalmış tüm korkularımız, bu dünyaya geliÅŸ sebeplerimiz ve dünyaya gelmeden önce yapmış olduÄŸumuz tüm sözleÅŸmelerimiz, görevlerimizi bilmekle birlikte biz bu dünyada yaÅŸarken özgür irademizle aldığımız tüm kararlarımız, niyetlerimiz, seçimlerimiz, seçtiÄŸimiz ve geçtiÄŸimiz yollar ve tüm kararlarımız esnasında adım adım , an be an yaÅŸamın akışında, deÄŸiÅŸim – dönüÅŸüm , sonsuz potansiyel ve tezahür gücü ile hep yanımızdadır.

​

   Ä°lahi plan ve ilahi düzen dahilinde , diÄŸer boyutlarla olduÄŸu gibi benliÄŸimizin diÄŸer vecheleri ile de , melekler, baÅŸmelekler, rehberlerimiz, üstatlarımız ile birlikte bizler için çok boyutlu , ortam çözümler yaratır, çalışmalar yürütür.

 

   YüksekbenliÄŸimize dönmek, onunla bir olabilmek, bütünleÅŸme arzumuzun saf niyeti bizi tanrısal özümüze adım adım yaklaÅŸtıran en büyük güçtür.

 

   Bir süre sonra yaÅŸam , bize sunduÄŸu her deneyimde bizi Ego ile Yüksekbenlik ( Yüce benlik) yol ayırımına getiren ve ardı arkası kesilmeyen oyunların bütünü gibi gelir. Ä°ÅŸte bu noktada, egomuzu fark edebilmek, onu kontrol altına alabilmek, onun gizli – açık savaÅŸlarından özgürleÅŸmek, egomuzu törpüleyebilmek ve onu alt edebilmek için  zaman zaman da olsa zihnimizi durdurabilmek ve tüm bugüne kadarki kalıplaÅŸmış düÅŸüncelerden, yargılardan, sınırlardan, korkulardan ve birçok olumsuz deneyimin gizlice saklandığı travmatik etkilerinden özgürleÅŸmek ve kalp açıklığı ile yaÅŸamak gerekmektedir. 

​

   YaÅŸamımızın her alanında ve özellikle iliÅŸkilerimizde kalp açıklığı ve  doÄŸal samimiyet ile  yola devam etmek varoluÅŸumuzun özüne hürmettir. Tüm zihinsel sorunlardan ve kalıplardan özgürleÅŸmek ise içsel bir seçimdir...

 

   Hatırlayın ; Ego ve Kalp açıklığı birlikte var olamaz. Kalp açıklığının olduÄŸu yerde Ego barınamaz. Egonun var olduÄŸu bir iliÅŸki gerçek bir iliÅŸki olamaz. Ä°liÅŸkileriniz açıklık ve güven ve sevgiye dayalı olduÄŸunda tüm kapılar ardına dek açılacaktır.. Hata, gurur, çekince, kural ve engeller; bizlere zihnin ve toplumun dayattığı sonradan zorla kabul ettirilen sınırlar, satın alınmışlıklardır. Ruhunuzu özgür bırakın ve sonsuz mutluluÄŸa yelken açın..

 

   Kalbimizle düÅŸünebilmek, tortularımızdan arınmak, korkularımızdan özgürleÅŸebilmek, hizalanmak (kalp-ruh-bilinç) , kalbimizde sadece saf sevgiye ve tüm olumlu duygu ve düÅŸüncelere yer açmak, ilahiliÄŸimizi kabul etmek, yüreklerimizin en derin yerindeki arzularımıza kollarımızı açmak..

 

  OLmak, sevgi olmak, ışık olmak, aÅŸk olmak, mutluluk ve huzur olmak..

  Åžimdinin sonsuzluÄŸunda, cenneti dünyada yaÅŸayabilmek..

  Evet mümkün , ŞİMDÄ°, tezahür zamanı..

  Öyleyse OL’sun,

  En yakın destekçiniz, yanı başınızda sizi bekliyor..

  ŞİMDÄ°, Ä°çinizdeki Yüce benliÄŸi keÅŸfetme, kavuÅŸma ve kucaklaÅŸma zamanı..

  Kucaklaşın..

  Ve bu kavuÅŸmanın sonsuz huzurunu içinizde yaÅŸayarak yaÅŸamınıza yansıtın..

  Ve Olun, yaÅŸayarak, deneyimleyerek, tüm varoluÅŸla AN’da bütün olarak.

 

  Sonsuzdan gelen Sevgiyle, Işıkla, AÅŸK’la…

  Ahu Pelin Arabacı

  (AN'a Dair)

bottom of page